Florean Fortescue'nun 5. Masası

“Ah hadi ama.”
Elleri paketlerle dolu abisine bakarken muzırca gülümsüyordu. Buna alışkın olması gerekirken sanki ilk defa alışverişe çıkıyorlarmış gibi olması Charlotte’ı eğlendiriyordu. Bütün günü alışverişle geçirdikleri için ikisi de yorgun düşseler de eğlenceli bir gün olmuştu Charlotte için. Okul için gerekli bütün malzemeleri almışlardı. Tabi hepsini almak için çok fazla gezmişlerdi. E bu da haliyle Ed için bir işkence olmuştu. Yani dışarıdan böyle gözüküyor gibiydi. Neyse ki bütün alışveriş bitmişti.
Okulun başlamasına da çok kısa bir süre kalmıştı. Neden bu alışverişi bu kadar ertelemişlerdi bilmiyordu ama bir günde hepsini halletmeleri iyi olmuştu. Her birini parça parça almayı nedense sevmiyordu.

Charlotte Ed’in elinden birkaç paketi alıp;
“Dondurmacıda biraz dinlenmeye ne dersin? Biraz da serinleriz.”
Deyip gülümsedi ve cevabı beklemeden direk dondurmacıya yöneldi. Sıcak havadan kurtulmayı sağlayacak tek şey dondurmaydı ve birkaç keyifli dakika geçirmekte güzel olurdu.
Dondurmacıya girdiğinde yüzüne çarpan soğuk havayla kendine gelmişti. dışarıdaki havanın ne kadar sıcak olduğunu şimdi anlıyordu. Her ne kadar yaz sonu olsa da güneş hala etkisini koruyordu. Dondurmacıda masalar arasında geçerken arka tarafta bulunan masalardan birini gözüne kestirip oraya doğru ilerledi. Masaya geldiğinde Ed’e gülümseyip elindeki paketleri sandalyenin yanına bırakıp sandalyeye oturdu. Şimdi daha iyi anlıyordu ne kadar yorulduğunu. Bacaklarındaki ağrıyı şuan daha iyi duyabiliyordu ama bu keyfini bozamazdı. Güzel bir gün geçirmişti ve böyle bitmesini istiyordu.
“İyi alışverişti.”
Deyip abisine gülümsedi. O da yorgun görünüyordu.

Profesyonel alışveriş partneri Bernard bugün hiç ama hiç yorulmamıştı. Aksine hayata tam manasıyla olumlu* bakıyordu. İsteyebilceği her şeye shaipti. Hangisinin daha güzel olduğuna karar veremediği bir sevgili bir de kardeş. Kendini şanslı saydması gerektiği kesindi. Sessiz kalmıştı belki bugün biraz. Ama Charl' dan anlayış bekliyordu bu konuda. Çünkü kendini yeni bir hayata başlamış gibi hissediyordu. Saçmaydı, ama öyleydi işte. Bu yoğun ve sıcak günün üstüne kardeşinden gelen öneriyi içten bir gülümsemeyle onayladı. Şuan buz gibi bir dondurmaya da hayır diyebilceğini sanmıyordu.
Aldıkları şeylere baktı. Sonunda kendi alışverişini de tamamlamıştı işte. Pernell ne halt yiyordu acaba? Çok sevdiği kuzeninin bu günlerde ki sorunlarına da aklı takılmıyor değildi. Ama Odille ile kendisi olabilmişlerse Lauren-Pernell çifti daha muhtemeldi.
Yutkunup bardaktaki dondurmasına bakarken kız kardeşinin içten sesini duydu. Aldıklarından dolayı memnun olmalıydı. Bernard da memnundu. Gülümseyip;

"Elbette iyi olucak, hepsinin seninle aldık." dedi içtenlikle. Kendisine birşeyler almak konusunda beceriksizdi. Cübbesinin gümüş tokasından, şapkasına kadar hepsi Charl' ın zevkine emanet edilmişti. Eh yanlış bir tercih yapmadığı da aşikardı. Çikolatalı dondurmasndan bir kaşık alırken Charl' ın üstüne olumsuz bi hava çökmüştü sanki. Anlam veremedi. Aklına sadece Edmund yüzünden olduğu geldi. Müdürün torunu, Hufflepuff'ın şanı. Ama konuyu açmak akıllıca mı bilemiyordu. Sonra dikkat etmemiş gibi;

" Ama aldıkların Odille' yi gölgede bırakmaya yetmeyecektir." diyiverdi haince. Kız kardeşinin çocukluktan beri en yakın arkadaşı sayılırdı. Böyle cılız sataşmalarla aralarını bozamayacağını anlayalı çok uzun süre olmuştu. O yüzden rahattı.

“Ah Ed keyfimi bozamayacaksın”

Deyip önünde duran dondurmadan biraz yiyip Ed’e bakmaya başladı. Düşündüğü tek şey Odille ve Ed’di. En yakın arkadaşıyla abisi… Hala inanamasa da muhtemel bir şeydi. Küçüklüklerinden beri beraberlerdi.
Charlotte her zaman onların arkadaş olacağını aklına kazıdığı için buna alışmak onun için biraz zor olacaktı. Odille’nin yanında nasıl bir tavır oluşturacaktı. Eskisi gibi devam edebilirdi ve yapmak istediği de kesinlikle buydu ama aklında yine cevabı olmayan soru işaretleri vardı. Bunlardan yavaş yavaş kurtulacağını ümit ediyordu. Zamana bırakmak en iyisiydi sanırım.

“Ee anlatmadın. Odille ve sen? Tüm ayrıntılarla!”

Deyip dondurmadan bir kaşık daha alıp Ed’i dinlemeye başladı. Her şeyi bilmek istiyordu. Gerçi bunları sonra Odille’ye de sorup ondan da dinlemek istiyordu. Sanırım okula gittiği gibi yanında bitecekti. Yakın arkadaş olarak onun duygularını onun ağzından dinlemek istiyordu ve tabi yine ayrıntılarıyla. Belki de bu sayede onların bu ilişkisini daha kolay kabullenebilirdi. Gerçek duygularını öğrenerek… Tabi Charlotte’ın da Odille’ye anlatacak şeyleri vardı ama bir süre sadece Ed ve Odille olacaktı.
E birde tabi ki birde Pernell. Onun hakkında da bir şeyler duymuştu. Ama her şey sırayla. Şimdi sıra Ed ve Odille’de.

Bernard muzip bir gülümsemeyle çenesini tuttu. Ne zaman bu konuya geleceklerini merak ediyordu. Aslında dün geceden beri yakasına yapışmamasına hayret ediyordu. Odille' den dinleyecek olduğuna emindi. Oysa ki şuan konuyu açmıştı. Birşeyleri gizlemek adına mı atmıştı ortaya bunu ilk başta çözemedi. Çünkü bu durum Charl' ın tipik hareketlerindendi. Çaktırmadan konuyu değiştirmek. Ravenclaw zekasına borçluydu herhalde. Ama Bernard bunun her şey demek olmadığını biliyordu. Ne demesi gerektiğini bilemedi ve dondurmasından bir kaşık daha aldı. Charl' ın merakla gözlerinin içine bakışına daha fazla dayanamadı ve söze başladı;

" Ya... Bak anlatılcak pekte birşey yok hani. Alışverişten dönüyorduk biliyorsun. Sonra bir anda gazla teklif ettim. Böyle." dedi hızlıca.
Ama sarışın kızın tatmin olmamış gözleri hala kendisine dikiliydi.
O' na anlatmak isterdi. Ama hangi kelimelerin daha uygun olacağı konusunda şüpheleri vardı. Hem bu durumda bir kenara ne demeliydi ki?
Nasıl anlatabilirdi. Herşeyi içgüdü ve hisler üzerinde oluşmuştu. Odille' nin bu konuda kendisinden daha başarılı olacağını o kadar iyi biliyordu ki. Yutkundu ve " Zaten sana her ayrıntıyı anlatacaktır. Eh sende işe yarar kardeş olarak gelip yorumlarını bana anlatacaksın." dedi kurnazca.
Charl' a başka bir seçenek tanımıyordu. İkisi içinde bu ufak laf taşıma oyunlarına artık alışması şarttı. Ama ardından O' nu kullanıyormuş ya da ihmal ediyormuş gibi hissetti. Elinde ki kaşığı bırakıp masaya doğru eğildi ve;

" Bence birşeyler anlatması gereken sensin Charl, Ed ve sen?" dedi devamını getirme işini kardeşine bırakarak. Bir zamanlar kız kardeşinin yanında asla birinin olmaması gerektiğine inanırdı. Ama şimdi bu tabularını aşmıştı. Charl büyümüştü. Bunu görüyordu. Büyümüş ve çok güzel bir kız olmuştu. Mutsuz olmayı asla haketmiyordu. Ki Bernard' da buna izin vermezdi.

Evet Charlotte’a yeni gelen görev. Küçük bir casusluk. Laf taşıma bunu bir yere kadar yapardı. Sonuçta Odille yakın arkadaşıydı ve aralarındaki konuşmaları Ed’e anlatmak bir yere kadar doğruydu. Aralarındaki ilişkinin başlamasını zaten çok kısa bir şekilde anlatmıştı ve bu geçiştirme ile yetineceğini sanıyorsa Ed yanılıyordu. Elbette ki Charl daha fazlasını öğrenecekti ama henüz değildi. Bir süre sonra hepsini anlattıracaktı. Şimdilik okulun açılmasını bekliyordu.
“Hmm yorumları anlatmak… Daha ayrıntılı anlattığında anlatırım.”
Diye kısık bir sesle söyledi ama duymadığına emindi. Bu sırada Ed’de konuşuyordu çünkü ve konuşmasında geçen cümle Charlotte’ın durgunlaşmasına yetmişti.
" Bence birşeyler anlatması gereken sensin Charl, Ed ve sen?"
Sanki düşüncelerini hissetmiş gibiydi. Bir şeyler anlatması gereken kişi Charlotte’tı. Ama nasıl anlatacaktı. Aralarındaki şeyi Charl’da tam olarak bilmiyordu. Ed ile vakit geçirmek en sevdiği şey haline gelmiş ve ona karşı anlaşılmaz duygulara kapılmıştı. İlk defa böyle bir şey yaşıyordu.

“Hmm… Aslında aramızda tam ne var bilmiyorum…”

Deyip kestirmeye çalışıyordu. Ed nereden aklına gelmişti şimdi. Ed’den pek hoşlanıyor gibi de gözükmüyordu. Gerçi okulun çoğu hoşlanmıyor denebilirdi. Özellikle Slytherin’liler. Okul müdürünün torunu olması onun hakkında direk torpilli sözcüğünü ortaya çıkarıyordu. Böyle bir şey olmadığı ve olmayacağını bilseler de bunu kullanıyorlardı. Ed’in de böyle düşünmesinden korkuyordu Charl ve direk ön yargılı davranmasından.

» Florean Fortescue'nun 1. Masası
» Florean Fortescue'nun 2. Masası
» Florean Fortescue'nun 3. Masası
» Florean Fortescue'nun Girişteki Masası
» Florean Fortescue'nun Kasası